Okuyanlarınız bilir ki giriş gelişme sonuçtan yoksun ve genel itibariyle dağınık yazıyorum ki bu aslında düşüncelerimin dağınıklığından değil bir nevi uzun süredir kendisine bir yabancı gibi yaşayan tıp dilinde sınırdaki kişilik olmamdan ya da bir türlü ismi konamamış niye bu ben'in bir tıp gözlemcisine artık sıkılıp evet artık şunun adını koyalım eylemlerimden sonraki durum ile alakalı diyebilirim .
Peki eylemlerimizden kimler sorumlu ? Bir de şu açıdan bakalım :
Çilem Doğan isimli bir KADIN (şuan mersin kadın cezaevinde) eşini kendisini fuhuş yapmaya zorlamasından dolayı vuruyor peki niye neden sebep ?
Hukuk dili farklıdır ve saçma bir şekilde kendine has mantığı vardır . Yani ortada bir ölü var peki neden öldü ? Yani hakim gelip de kadına niye öldürdün be şu şiddet meraklısı pez. adamı demeden önce zaten bir ceza kesiliyor daha sonra kasıt var mı yok mu kaza mı planlı mı doğaçlama mı kaç kişiyle neyle gibi sorular ile bezdirilen kişi suyu da çıkartıldıktan sonra cezaya indirimler yapılıp ceza evine gönderiliyor ki kişi eğer kasıtlı bir eylem yapıp buna hakkıma tecavüz edildi diyerek indirim isteyebiliyorsa da bu ne sebepleri ne de sonuçları değiştiriyor . Evet feministler , kadın hakları savunucuları , aktivistler , solcular , halaycılar , rapçiler , akiller , nakiller , gandi kemalciler ,falanlar , fıstıklar bu konu üzerinde sosyal medyada parlak zekaları ile çözüm üreteceklerdir ki eğer isterlerse ona Mersinde şuan bulunduğu cezaevine mektup atabililirler. Benim mektubum aşağıda bulunmaktadır .
Başkaldıran ,sınırdaki kişilikli haklı katil masum KADIN Çilem .
Öncelikle yaşadığın olaylardan ötürüye girmeden önce t-shirt'ünü çok beğendim . Üzerinde ; dear past, thanks for all the lessons ( sevgili mazi , öğrettiklerin için teşekkürler) yazılı olan . Şunu söyleyip altını çizmek isterim ki 1 aya kadar sana yüzlerce mektup , sayısız ziyaretçi ( feministler , halaycılar , aktivistler ...) gelecekler ve yanında olduklarını söyleyecekler ve hatta bazıları daha da ileriye gidip hukuk sitemindeki bozukluklardan , kadına şiddet ile ilgili birlik ve beraberlik duygusundan , erkek egemen toplumlardan , Akape zihniyetinden falanlardan fıstıklardan dert yanıp yanıp evlerine geri dönecekler . Sen şu an üzerinde havalı t-shirt'ün ile gündemde olmanın verdiği ve şiddet meraklısı kocanı öldürmenden kaynaklı gururdan ötürü pek fazla oturup düşünecek vakit bulamayacağından dolayı ben sana 6 ay sonraki düşünce durumun ile ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum .
1) Eşini öldüren kişi eski sen değildin yani kıyafetinde yazıldığı gibi sen o adam ile evlenerek zaten ya katil ya da orospu olacaktın .
2) Eğer başkaldırmasaydın orospu olacaktın ama sen katil olmayı seçtin .
3) Eğer başkaldırmasaydın bir seçeneğin daha vardı ki o da kaçmak olacaktı ve sen bunu deneseydin önce eşinin psikolojik yada fiziksel şiddetine maruz kalacaktın , daha sonra merhum eşin (artık eşin değil) sana tehtitler yağdıracaktı ve sonuç olarak gelip seni aynı silah ile vuracaktı ve büyük ihtimal ile ölecektin . Sonra öldürdüğün o adam aynen şunları söyleyecekti ''beni aldatıyordu başka birisiyle ilişkisi vardı'' daha sonra 15 yıl hapis cezası alıp namusunu temizlemiş ve belki de üzerinde hiç bir şey yazmayan yakalı t-shirt'ü ile hapishaneye gidecekti .
Evet sevgili Çilem bunlar üzerinde aylarca ve hatta yıllarca kafa yorabilirsin ama bence bunu yapma . Çünkü sen hasta bir toplumda yaşıyorsun ki yaptığın eylemlerden sadece sen değil Hakimine kadar herkes sorumlu . bunun sebebine gelince senin için Alber Camus'tan bir paragraf paylaşıyorum.
Bir tutku cinayetleri vardır , bir de mantık cinayetleri . Aralarındaki sınır belirsizdir ama ceza yasası , oldukça elverişli bir biçimde , kasıt kavramıyla ayırır bunları birbirinden . Kasıt ve kusursuz cinayet çağında yaşıyoruz . Canilerimiz aşk özürüne sığınan o umarsız çocuklar değil artık . Tam tersine olgunluk çağlarındalar , suçsuzluk kanıtları da yadsınamaz türden ; her şeye , hatta katili yargıç yapmaya bile yarayabilen bir felsefe .
Sonuç olarak sevgili Çilem ruhen başkaldıran bir insansın ama aynı zamanda öldürüp ölebilecek de bir çizgidesin ki bu senin kendine yabancılaştığın noktadır ve seni başkaldırdığın için değil insan öldürdüğün için cezaevine koyuyorlar . İnsanları başkaldırmaya zorlayan bu toplum ,bu yapı her şeyin sorumlusudur ki bu bozuk düzende sahip olduğumuz en değerli şey işte bu ruhtur . Ona sahip çıkman dileği ile , sevgiler .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder